En son mart ayında buralardaymışım, hayatımın ilk orucunu tuttuğum nisan ayı hızlı geçti; nisan sonunda hem terapistin hem arkadaşlarımın tavsiyesine kulak verip kendimi online dating applicationlarında buldum. Anlatsam roman olur diyemeyeceğim ama uzun süreli stand-up malzemesi çıkacağına emin olduğum insanlar tanıdım.
Ara ara insanlığa dair umutlarım perçinlenirken, genelde daha karanlık bir dünyanın kapılarını aralarken buldum kendimi. Herkesin her şeye erişiminin olması, insanların yalnız olması, tatminin başkalarında aranması gibi sebeplerle varoluşsal sıkıntılara düştüm. Kendimden midemin bulandığı zamanlar olduğu kadar, en çok yatıştırdığımı sandığım yargılarım yordu beni. Herkesin kendi hayatı cümlesini dilime pelesenk ederken, kalbimi bir türlü buna ikna edememişim.
çok yükseldiğim, iyi hissettiğim insanlar yüzünden daha çok çakıldım, sağ gösterip sol vurulmasından yoruldum; yine de iyiliğin dünyayı kurtaracak kadar elzem olmasa da, benim mikro dünyamda büyük yeri olduğuna emin oldum ve bildiğim yoldan şaşmadım. Daha çok kendimi korumayı öğrendim bile diyebilirim hatta, istediklerimi daha kolay dile getirir, istemediklerime kırmadan veda eder hale geldim. başkaları aynadır demişti j. bir keresinde; ben de kendi yansımama başka aynalarda baktım; kusurlarımı gördüğüm kadar iyi yerlerimi de gördüm, perçinledim, pekiştirdim. defalarca acaba aşık mı oluyorum dedim, ilgi ve aşkı karıştırdığımı fark ettim, geç yazılan mesajları istenmemek sandım, bende bu tahribatı yaratan yerleri buldum, yapabildiğim kadar yüzleştim. Şimdi görüyorum ki, insanın kendine yapacağı en büyük iyilik, kendini tanıyıp doğru yere konumlandırabilmekmiş.
instagramda uzun süredir içimdeki hissi tartmaya yarayan basit bir cümle gördüm, "çok konuştuğun için kendini suçlu hissetmediğin yer evindir"
aramızdaki bağın sınırlarını aştığımı düşündüren biri var, c. bazen ilerlemiş mesajlarıma cevap vermiyor, görüşme mesafemiz açılıyor. bir arada olunan zaman o kadar güzel ki, hep sürsün istiyorum. başkalarını görüyorum, eminim o da görüyor, görüşüyor. sınırlarını başından koyduğumuz yerde farklı hissetmeme engel olamıyorum. hissettiğim şey ne, yaşadığımız şey ne bilmiyorum ama ısrarla bir şeylerin adını koyup somutlaştırma çabam hikayenin sonu olacak biliyorum. Yine de, bir ihtimal içimi pırpır ettiriyor, aslında onu değil de; onun bende yarattığı etkiyi seviyorum, bunu şimdi yazarken fark ediyorum. Beni gözlemlediği yerlere, tespitlerine, düşündürmesine, benim kendimi bulma yolumda fark etmeden bana yardım edişine, kadın hissettirişine, hayatımın evlilikten ilişkiye geçiş sürecine destek oluşuna seviniyorum. Bu yazı iyi geldi, artık ben de mesafemi açabilir, sürekli mesajları atan olmayabilirim, ona yazdığım için suçluluk duymadan, yazıp cevapsız kalmaya gerek olmadan ben kendi yoluma bakabilirim.
Hep kendime hatırlattığım gibi, benim olan beni bulur; zorlamama, tereddüt etmeme gerek kalmayacak.
Ben, yolumda güzellikle yürüyorum, öğreniyorum. Derslerimi cebime dolduruyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder