Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

60.

 sarmal hep aynı, içinde ben bir sona gidiyorum bir başa geliyorum; aslında hareket ediyorum ama sanki hiç yol almıyorum. Yeni yeni anlıyorum ki ben döne döne ilerliyorum aslında, başa döndüğümü sandıklarımın hepsi kısalan yolumun bir parçası, dönen merdivenleri inmek gibi sanki hep aynı noktadasın ama aslında hep daha derine, daha derine. bir bakıyorsun, çoktan gelmişsin.  İzliyorum, görüyorum, ne kadar farkındayım desem de hala bazı duygulardan, bazı yüzleşmelerden kaçıyorum. Kendimi bırakmıyor, üzülme fırsatını kendime hiç vermiyorum. Korktuğum, bu kadar sert kapattığım kapıların ardında ne var bilmiyorum ama her terapi seansı, J. ile her konuşma biraz daha acıtıyor. "Öz'e yaklaştıkça, hassas yerlere geldikçe acır" demişti bir keresinde, sanırım bu aralar ben sevmediğim sularda yüzüyorum.  Terapi gündemi haftalık olarak değişse de, kendi içerisinde bir kurgusu ve ilerleyişi var; bazı tespitler haftalar sonra karşıma yeniden çıkıyor; dün de onlardan biriydi. "GÜÇLÜ

59.

 İnsan hislerini ifşa etti mi, ortalığa döktü mü kalbinden geçeni nedense kıymet bileni az oluyor; halbuki ne kötülüğü olabilir dürüstlüğün, sevdiğini, özlediğini söylemenin?  Toksik ve üzücü, istenmediğimi hissettiğim, değersiz hissettiğim, bir şeyleri paylaşamadığıma emin olduğum ilişkimi, evliliğimi kendi isteğimle bitirmek istememe rağmen özlüyorum, canım acıyor. İnsan sevdiğinden gelen acıyı da sever mi, oluyor işte. Bazen hiçbir hissin rasyonelitesi olmuyor. Çocukluğumdan beri öğrendiğim emin değilsen konuşmalar, sevgini kıymet bilene saklalar ve tüm diğer kodlanmış kötü öğretiler 35. yaşımda birer birer acıtıyor canımı. Özlediğimi söylemekten korkuyorum, sevgimi ortalığa saçarsam ziyan ederler diyorum; halbuki ne insanlık, ne kadınlık başkasında harcanmıyor, sevgi ve güven de öyle. Bu hislerin kişinin kendisiyle ilgili olduğunu, aslında başkasında sadece yansıdığını anladığımda 35 yaşındaydım; bu kıymetli tecrübem bir evliliğe mal olmuş olsa da; hayatımın geri kalanında doğru yo

58.

 boşanmaya karar vermemin üzerinden 2 ay, evden taşınmasının üzerinden tam 3 hafta geçti. Bu sürenin bir haftasını tatilde geçirdim, onunla geçen sene aynı zamanlarda gittiğimiz tatilde aynı restoranlara gidip, tesadüfen aynı masalara oturdum. birinde mırılandığı şarkı kulağıma geldi inceden, "tatlı gülüş, pek yaraşır gözleri ömre bedel..."  Seyahatten dönüş yolunda aklımda bu şarkı, gözyaşlarım şelale. Neye ağladığımı ayırt edemeden süzüldü gözyaşlarım, şarkıların gürültüsüne karıştı hıçkırıklarım. Ben çok sevdim, seviyorum. Birini severken terk etmek çok zor, ama insan kendini seçtiğinde; mutsuz olma ihtimaline tahammül edemediğinde bırakması gerekiyor. Toksik olduğunu bilsen de, yürümeyeceğini bilsen de sevmek, severken vazgeçmek çok zor. O kadar özledim ki, kokusu burnumda, yüzü gözümün önünde, sesi beni sevdiğini fısıldıyor sanki. Yağmurlu bi pazar sabahında koynunda uyanıp sarılmaktan başka bir isteğim yoktu sanki, yine ağladım.  Ağlamak, özlemek, yerine koyamamak, yokl